Soru Sor
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Söylev (nutuk) : Tek kişinin izleyici önünde olanları bilgilendirmek daha çok da coşturmak amacıyla yaptığı uzun konuşmalara denir. Söylev verene söylevci denir.
Burada asıl amaç konferanstaki gibi bilgi vermek, izleyenleri duygulandırıp coşturmaktır. Konferansla söylevi bir birinden ayıran en önemli özellik sesin olanaklarıdır. Sesin olanaklarının kötü kullanılması iyi bir söylevi konferans havasına sokabilir. Bunun için sesin olanaklarının iyi kullanılması gerekmektedir.
Nutuk, kelime anlamı olarak, “söz, lakırdı; söyleyiş, söylemek kuvveti” demektir. Türkçe de bu kelime daha çok “bir topluluğa karşı söylenilen söz, hitabet” karşılığında kullanılmaktadır.
* Söylevler; dinleyenlerin zekâ durumlarına, hayal güçlerine, duygularına, ilgilerine göre hazırlanır. Dinleyenleri düşündürür, onlarda ilgi uyandırır, onları coşturur, onlara beklenen davranışı yaptırır.
*Söylevde; konuşmacıyı ve dinleyenleri yanılgıya düşürmemek için aceleye getirmeden düşünerek konuşmak, dinleyenlere karşı iyi niyet beslemek, dinleyenlerin inanmasını sağlayacak biçimde dürüst konuşmak, dinleyicilere karşı yaşının verdiği olgunluk içinde konuşmak, dinleyenleri kıracak biçimde konuşmamak, gerekirse kendini dinleyicilerin yerine koymasını bilmek, basmakalıp sözler kullanmamak, abartarak konuşmamak gibi ahlâk ölçülerine önem verilmeli, özen gösterilmelidir.
Söylev (Nutuk), aslında bir sözlü kompozisyon ürünüdür. Yalnız nutuk, yazıya geçmişse ve kitabî özelliği varsa aynı zamanda yazılı kompozisyon ürünü olarak da kabul görür. Türk edebiyatının en güçlü söylev (nutuk = hitabet) örneği Atatürk’ ün “Büyük Nutku“dur.
Hatiplik sanatı, insanlık tarihinin en eski sanatlarındandır. Bu sanatla peygamberler ve din adamları insanları doğru yola davet etmişler; padişahlar, krallar ve kumandanlar ordularına bu sanatla hükmetmiş ve savaşlar kazanmıştır. Hatip olmak isteyen kişi iyi düşünen, çok okuyan, çok tecrübeli, gözlemi kuvvetli, içerisinde bulunduğu toplumu çok iyi bilen, bilgili, ileri görüşlü, söz kurallarına gerektiği kadar önem veren kişi olmalıdır. Hatip, gür sesli, özgür yaratılışlı, sevimli ve cana yakın olmalıdır. Derin hissilik, canlı hayat, sağlam yapılı bulunmak, inanç ve fikirlerde içtenlik, gür bir anlatım şekli hatibin belirgin özellikleridir.
Hatibin dört temel amacı vardır.
* Bir fikri veya bir meseleyi açık bir şekilde anlatmak
* Dinleyiciler üzerinde bir iz bırakarak onları ikna etmek
* Dinleyicileri harekete geçirmek
* Dinleyicileri eğlendirmek
Hitabet aslında bir hazırlık konuşmasıdır. Zaten yukarıda tanımladığımız üzere hatip önceden hazırlanan nutku okuyan kişidir. O yüzden öncelikle bir nutuk hazırlanırken dikkat edilecek hususları ele almalıyız.
Nutku hazırlayan konuyu planlı bir şekilde hazırlamalıdır. Yazıya geçirmeli ve hatip yazmış olduğu bu nutka önceden hazırlanmadır. Yazıya geçirmeli ve hatip yazmış olduğu bu nutka önceden hazırlanmadır. Konuşma sırasında ise yazılı metni yanında bulundurmalı; fakat konuşma sırasında kâğıda fazla bakmamalıdır. Konusuna iyi hazırlanan hatip kağıda göz ucuyla baktığı zaman konuşmasını hatasız yapacaktır.
İçten konuşma yapmak kolay değildir. Büyük hatiplerin bile daha önceden konusunu hazırladıkları ve yanlarındaki küçük notlarından faydalandıkları ve o andaki konunun ahengine göre konuşmalarını değiştirdikleri görülmüştür. Bu yüzden hatip, konuşma sırasında her zaman metne bağlı kalmayabilir. Nutkun giriş cümlesi toplumun dikkatini çekecek türden olmalıdır. Hatta ilk cümleler şiirsel bir üslupta olabilir. Düşüncelerin planı iyi yapılmalı ve kullanılacak üslup iyi seçilmelidir.
Gelişme bölümünde ise konu her türlü belgelerle konu açılır, örneklendirilir ve ispatlanmaya çalışılır. Dinleyicinin tansiyonunu yükseltecek fikirlerle sorulu cevaplı cümlelerle sonuç bölümüne geçiş sağlanır. Sonuç bölümünde ise işlenen konunun önemi ve toplumdaki tesirleri kesin ve etkili bir dil ile anlatılır. Hatip işleyeceği konuyu çok iyi savunabilmelidir. Bunun için de konuşma sanatının inceliklerini ve toplum psikolojisini çok iyi bilmelidir. Seçtiği kelimeleri ve kurduğu cümleleri en tesirli şekilde kullanmalıdır. Ses tonu, jest ve mimikler konuşmasının akışına uygun olmalıdır.
Türk Edebiyatında Söylev:
Edebiyatımızdaki ilk söylev olarak, Bilge Kağan’ın Orhun Abideleri‘nde Türk Budunu’na seslenişi olarak kabul edilmektedir. Türk Edebiyatı boyunca ortaya konulan söylevleri iki başlık altında inceleyebiliriz.
- Siyasi Söylev:
Türk edebiyatında ise ilk siyasî söylev örneği Orhun Yazıtlarıdır. Bunlar, 732′de dikilen Kül Tigin, 735′te dikilen Bilge Kağan, 720-725 yıllarında dikilen Tonyukuk Yazıtlarıdır. Siyasî söylev örneği olarak ayrıca şu kişilerin söylevlerini de verebiliriz: İttihat ve Terakki’nin hatibi Ömer Naci, Selânik’te 1906′da Vatan ve Hürriyet Cemiyeti’nin bir toplantısında Atatürk’e hitaben şöyle der: “Mustafa Kemal! Arkandayız, seni takip edeceğiz! Ölümler, cellâtlar, işkenceler bile bizi bu azmimizden çeviremeyecektir. Hürriyet verilmez, ancak alınır. Zulüm ve istibdad altında inleyen bu masum ve bîçâre milleti kurtaracağız, yaşasın hürriyet ve istiklâl!” (Fethi Tevetoğlu, Ömer Naci, Ankara (1987)
Rıza Tevfik Bölükbaşı, Süleyman Nazif, Behçet Kemal Çağlar, Selim Sırrı Tarcan, Osman Bölükbaşı… gibi siyasi kimliği olan kişiler siyasal söylevlerinde başarılı sayılabilir.
Bilimsel ve Kültürel Söylev:
Örgün eğitim kurumlarında ders veren öğretmen ve öğretim üyeleri de öğrencilerin karşısında bir anlamda hatiptirler. Eğitimciler de derslerinin etkili olabilmesi için hitabet sanatının inceliklerine baş vururlar. Ayrıca genele açık bilimsel toplantı, panel ve konferanslarda yapılan konuşmalar da bu gruba girmektedir. Belli bir kültürel derinliğe sahip düşünce adamları ve sanatçıların fikir; sanat ve kültür konularında verdikleri konferanslar da hitabet türü içinde değerlendirilirler.
Tarih: 2016-03-02 01:56:45 Kategori: Sözlük
Soru Tarat
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Söylev (Nutuk) Türünün Tarihi Gelişimi ve Temsilcileri Nedir
Burada asıl amaç konferanstaki gibi bilgi vermek, izleyenleri duygulandırıp coşturmaktır. Konferansla söylevi bir birinden ayıran en önemli özellik sesin olanaklarıdır. Sesin olanaklarının kötü kullanılması iyi bir söylevi konferans havasına sokabilir. Bunun için sesin olanaklarının iyi kullanılması gerekmektedir.
Nutuk, kelime anlamı olarak, “söz, lakırdı; söyleyiş, söylemek kuvveti” demektir. Türkçe de bu kelime daha çok “bir topluluğa karşı söylenilen söz, hitabet” karşılığında kullanılmaktadır.
* Söylevler; dinleyenlerin zekâ durumlarına, hayal güçlerine, duygularına, ilgilerine göre hazırlanır. Dinleyenleri düşündürür, onlarda ilgi uyandırır, onları coşturur, onlara beklenen davranışı yaptırır.
*Söylevde; konuşmacıyı ve dinleyenleri yanılgıya düşürmemek için aceleye getirmeden düşünerek konuşmak, dinleyenlere karşı iyi niyet beslemek, dinleyenlerin inanmasını sağlayacak biçimde dürüst konuşmak, dinleyicilere karşı yaşının verdiği olgunluk içinde konuşmak, dinleyenleri kıracak biçimde konuşmamak, gerekirse kendini dinleyicilerin yerine koymasını bilmek, basmakalıp sözler kullanmamak, abartarak konuşmamak gibi ahlâk ölçülerine önem verilmeli, özen gösterilmelidir.
Söylev (Nutuk), aslında bir sözlü kompozisyon ürünüdür. Yalnız nutuk, yazıya geçmişse ve kitabî özelliği varsa aynı zamanda yazılı kompozisyon ürünü olarak da kabul görür. Türk edebiyatının en güçlü söylev (nutuk = hitabet) örneği Atatürk’ ün “Büyük Nutku“dur.
Hatiplik sanatı, insanlık tarihinin en eski sanatlarındandır. Bu sanatla peygamberler ve din adamları insanları doğru yola davet etmişler; padişahlar, krallar ve kumandanlar ordularına bu sanatla hükmetmiş ve savaşlar kazanmıştır. Hatip olmak isteyen kişi iyi düşünen, çok okuyan, çok tecrübeli, gözlemi kuvvetli, içerisinde bulunduğu toplumu çok iyi bilen, bilgili, ileri görüşlü, söz kurallarına gerektiği kadar önem veren kişi olmalıdır. Hatip, gür sesli, özgür yaratılışlı, sevimli ve cana yakın olmalıdır. Derin hissilik, canlı hayat, sağlam yapılı bulunmak, inanç ve fikirlerde içtenlik, gür bir anlatım şekli hatibin belirgin özellikleridir.
Hatibin dört temel amacı vardır.
* Bir fikri veya bir meseleyi açık bir şekilde anlatmak
* Dinleyiciler üzerinde bir iz bırakarak onları ikna etmek
* Dinleyicileri harekete geçirmek
* Dinleyicileri eğlendirmek
Hitabet aslında bir hazırlık konuşmasıdır. Zaten yukarıda tanımladığımız üzere hatip önceden hazırlanan nutku okuyan kişidir. O yüzden öncelikle bir nutuk hazırlanırken dikkat edilecek hususları ele almalıyız.
Nutku hazırlayan konuyu planlı bir şekilde hazırlamalıdır. Yazıya geçirmeli ve hatip yazmış olduğu bu nutka önceden hazırlanmadır. Yazıya geçirmeli ve hatip yazmış olduğu bu nutka önceden hazırlanmadır. Konuşma sırasında ise yazılı metni yanında bulundurmalı; fakat konuşma sırasında kâğıda fazla bakmamalıdır. Konusuna iyi hazırlanan hatip kağıda göz ucuyla baktığı zaman konuşmasını hatasız yapacaktır.
İçten konuşma yapmak kolay değildir. Büyük hatiplerin bile daha önceden konusunu hazırladıkları ve yanlarındaki küçük notlarından faydalandıkları ve o andaki konunun ahengine göre konuşmalarını değiştirdikleri görülmüştür. Bu yüzden hatip, konuşma sırasında her zaman metne bağlı kalmayabilir. Nutkun giriş cümlesi toplumun dikkatini çekecek türden olmalıdır. Hatta ilk cümleler şiirsel bir üslupta olabilir. Düşüncelerin planı iyi yapılmalı ve kullanılacak üslup iyi seçilmelidir.
Gelişme bölümünde ise konu her türlü belgelerle konu açılır, örneklendirilir ve ispatlanmaya çalışılır. Dinleyicinin tansiyonunu yükseltecek fikirlerle sorulu cevaplı cümlelerle sonuç bölümüne geçiş sağlanır. Sonuç bölümünde ise işlenen konunun önemi ve toplumdaki tesirleri kesin ve etkili bir dil ile anlatılır. Hatip işleyeceği konuyu çok iyi savunabilmelidir. Bunun için de konuşma sanatının inceliklerini ve toplum psikolojisini çok iyi bilmelidir. Seçtiği kelimeleri ve kurduğu cümleleri en tesirli şekilde kullanmalıdır. Ses tonu, jest ve mimikler konuşmasının akışına uygun olmalıdır.
Türk Edebiyatında Söylev:
Edebiyatımızdaki ilk söylev olarak, Bilge Kağan’ın Orhun Abideleri‘nde Türk Budunu’na seslenişi olarak kabul edilmektedir. Türk Edebiyatı boyunca ortaya konulan söylevleri iki başlık altında inceleyebiliriz.
- Siyasi Söylev:
Türk edebiyatında ise ilk siyasî söylev örneği Orhun Yazıtlarıdır. Bunlar, 732′de dikilen Kül Tigin, 735′te dikilen Bilge Kağan, 720-725 yıllarında dikilen Tonyukuk Yazıtlarıdır. Siyasî söylev örneği olarak ayrıca şu kişilerin söylevlerini de verebiliriz: İttihat ve Terakki’nin hatibi Ömer Naci, Selânik’te 1906′da Vatan ve Hürriyet Cemiyeti’nin bir toplantısında Atatürk’e hitaben şöyle der: “Mustafa Kemal! Arkandayız, seni takip edeceğiz! Ölümler, cellâtlar, işkenceler bile bizi bu azmimizden çeviremeyecektir. Hürriyet verilmez, ancak alınır. Zulüm ve istibdad altında inleyen bu masum ve bîçâre milleti kurtaracağız, yaşasın hürriyet ve istiklâl!” (Fethi Tevetoğlu, Ömer Naci, Ankara (1987)
Rıza Tevfik Bölükbaşı, Süleyman Nazif, Behçet Kemal Çağlar, Selim Sırrı Tarcan, Osman Bölükbaşı… gibi siyasi kimliği olan kişiler siyasal söylevlerinde başarılı sayılabilir.
Bilimsel ve Kültürel Söylev:
Örgün eğitim kurumlarında ders veren öğretmen ve öğretim üyeleri de öğrencilerin karşısında bir anlamda hatiptirler. Eğitimciler de derslerinin etkili olabilmesi için hitabet sanatının inceliklerine baş vururlar. Ayrıca genele açık bilimsel toplantı, panel ve konferanslarda yapılan konuşmalar da bu gruba girmektedir. Belli bir kültürel derinliğe sahip düşünce adamları ve sanatçıların fikir; sanat ve kültür konularında verdikleri konferanslar da hitabet türü içinde değerlendirilirler.
Tarih: 2016-03-02 01:56:45 Kategori: Sözlük
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Yorum Yapx